Malumunuz ODTÜ için sömestr tatili zamanı; derslere mola vermemiz gastronomik yolculuğumuzun yarıda kesildiği anlamına gelmez! Bu yazıda sizlere İzmir’den sesleniyoruz 🙂 Alsancak’a gittiniz, karnınız acıktı. Eh, Alsancak da eğlencenin, yeme-içmenin merkezi. Aklınıza gelebilecek muhtemel ilk üç yerden biri Alavara olacaktır. Burada yiyeceğiniz makarnayı unutmanız ise imkansız. Neden mi?
Öncelikle mekan çok enteresan. Duvarlara gönlünüzce yazıp çizebilir, kendinizi ifade edebilir, güzel bir günün hatırasını bırakabilirsiniz. Nazım’ın fotoğrafına karşı şişelerinizi tokuşturabilirsiniz bile. Şahsen bahçesini daha çok tercih ediyorum, ama asma katta da şöyle bir güzel ayaklarınızı uzatıp yemeğinizi beklemeye koyulabilirsiniz. Siz oturur oturmaz ortalama-iyi arası karışık turşu masanızı süslüyor ve yarım veya tam porsiyon olmak üzere siparişiniz alınıyor. İçecek tercihinizi alkolsüz veya alkollü olarak yapabilirsiniz aynı zamanda. Siparişiniz ise yoğunluğa göre değişmekle birlikte yaklaşık 10-15 dakika içinde masanızda yerini alıyor.
İkinci etken ise makarnanın sosu. Alavara’nın sosuna göz atacak olursak bolca domates, kekik, mısır ve peynir var. İyi pişmiş makarna, ki al dente’yi daha çok seven biri olarak bile bunu sorun etmiyorum, ile bu sos birleşince gayet güzel oluyor. Porsiyonlar ise oldukça büyük doğrusu. Şimdi gelelim en unutulmaz kısma: Ödediğiniz miktar. Yarım porsiyon makarna için 3, tam porsiyon için 5 TL ödüyorsunuz. Alavara’nın sahibi Mehmet Abi’yi sevgiyle kucaklıyoruz! Tabii sadece makarna yok, mantı da menüde yer alıyor.
Şöyle biraz salaş bir mekanda yemeğin tadı, cüzdanımın da keyfi yerinde olsun diyorsanız Alavara’yı mutlaka denemelisiniz; İzmir’in pek meşhur “hızlı” lezzetlerinden biri zira. Kıbrıs Şehirleri’ne girip Can Yücel sokağına devam etmeniz yeterli. Bakalım İzmir’de sonraki durağımız neresi olacak!
Müge LÜBİÇ