Grano Coffee & Sandwiches Tadımı

Yeni yılın ilk yazısından herkese merhaba! Bu yazımda Ankara’nın bana göre en samimi butik kahvecisinden bahsedeceğim, Aşti’nin hemen karşısında Emek 8. Cadde 3. Sokak’ta sonunda bulunan Grano Coffee & Sandwiches.

grano

Grano kelimesi (Gıraano diye uzatıyoruz, ‘gırano’ değil burası önemli :D) İtalyanca’da ‘’çekirdek’’ anlamına geliyor; hem buğday hem kahve çekirdeği anlamında. Mekanın tam adının‘’Grano Coffee & Sandwiches’’ olduğunu düşündüğümüzde ‘ismiyle müsemma’ deyimi cuk oturuyor

Bu sıcak ortamla tanışmamız geçen sene donut tadımıyla oldu, pastacılık ekibinden 15 kişiyle gelip dört çeşit donut tatmıştık. 

????????????????????????????????????

Tarçınlı ve frambuaz soslu donutlar.

DSC_0326

Beyaz çikolatalı -benim favorim^^- ve bitter çikolatalı içi bavaria kremalı donutlar.

DSC_0350

Bu da tadım sonrası sürprizi, kruvasan ve donut karışımı ”Cronut”larımız. İçi ekşi kremalı üstü çikolata sosu. 

Bu kadar tatlının yanında dengelemesi için americano içmiştik, kahvelerini de en az tatlıları kadar başarılı bulduğum için daha sonra birçok kez bireysel olarak da gittim, özellikle AŞTİ yakınlarında oluşu benim için Ankara’ya gelişin sembolü oldu. Ne zaman şehir dışından Ankara’ya dönsem kendime hoşgeldin kahvemi burada ısmarladım. Öğle saatlerinin inanılmaz yoğunluğuna karşın akşam üstü ya da sabah saatlerinde görece daha sakin olduğu için “kahveni, kitabını alıp kafa dinlemelik yer” olarak anlam buldu bende. Bazen bir kruvasan (cornetti) bir cappucino ile İtalyan usulü kahvaltımı yaptım, bazen tek başıma güzel müziklerinin tadını çıkardım bazen de arkadaşlarımı da buraya getirip şehrin bana göre fiyat performans açısından en başarılı espressosunu içirdim. Espresso 2.5 TL. Neden bu fiyattan satışa sunduklarını da yazacaktım ancak bu konuyu dergi için hazırladığımız röportajda uzun uzun konuştuğumuz için buraya yazmıyorum, sürprizli olsun^^

Farklı zamanlarda geldiğim için fotoğrafların konsepti arasında pek bir bağlantı yok malesef ama elimden geldiğince ürün yelpazesi hakkında bilgi vermeye çalışacağım;

886273_10206410114185945_30669546831335064_o

Sade kruvasan ve caffe latte.

aysen

Tek kişilik caffettiera ve parça çikolatalı kurabiye. 

Caffettiera, İtalyanların kullandığı bir çeşit kahve demleme aracı, İtalyan mokapotu olarak da geçer. Bu fotoğraftaki tek kişilik pot, 2,3,5 hatta 9 kişilik boyutları da var. Espresso boyutunda (ince-orta çekilmiş) öğütülmüş kahve beyaz kısıma konuluyor, elektrikli ocak üzerine konuluyor. Su ısındıkça yukarı doğru çıkıyor ve böylece kahve demleniyor.

DSC_1826

Havuçlu tarçınlı kek ve Chemex’te demlenmiş Etiyopya Hunkute.

Son fotoğrafta gördüğünüz gibi, Grano son zamanlarda espresso bazlı kahve çeşitlerinin yanı sıra, 3. nesil kahve demleme araçlarından Chemex, Hario V60 ve aeropressle de nitelikli çekirdeklerle kahve servis etmeye de başladı.

Yazının bu kısmında, Ankara’ da son zamanlarda birbiri ardına açılan 3. nesil kahveciler varken bu yeni akım kahvecilik anlayışından bahsetmekte de fayda görüyorum. Bazılarımız daha yeni yeni kahve içme kültürü ediniyorken, bu telaffuz etmekte zorlandığımız isimler, demleme yöntemleri de nerden çıktı?

  1. 2. nesil var mıydı ki birdenbire 3. nesile geçtik? Bütün ayrıntılarıyla açıklayacak olursam yazı sayfalar süreceğinden ve konudan uzaklaşmış olacağımdan kısaca şöyle özetliyorum,

Tıpkı şarap yapımında kullanılan üzümün özelliklerinin değiştikçe şarabın tadının değişmesi gibi, kahve için de böyle bir durum söz konusu. Yani kahve çekirdeklerinin yetiştiği yer, bulunduğu ülkenin iklimi, kahvenin ne kadar kavrulup kaç derece sıcaklıkta demlendiği gibi birçok farklı etken içtiğimiz bir fincan kahvenin aromasını etkiliyor.

dem

 

Bu fotoğrafta da gördüğünüz gibi, birçok farklı bölgeden gelen farklı aromalardaki kahveler de farklı tatlara açık olan insanlar için servis ediliyor. Son gelişimde Etiyopya Aricha’yı denedim, üst segment olmasının sebebi de 2015 Dünya Kahve Kavurma Şampiyonası’nda ödül almış bir kahve olması.

ağaç

 

Çekirdek halinin fotoğrafı yok ne yazık ki yılbaşı ağacının güzelliğine odaklanmışken aklıma gelmedi o an 🙂 Ancak kokusu ve renginden bile raftaki diğer 4 çekirdekten farkı hemen anlaşılıyor. Kokusu daha yoğun ve aromatik, çekirdeklerin rengi ise daha açık ve yeşile dönük, aşina olduğumuz ”kahve’rengi”ne sahip değil. Az kavrulduğu için ağacın meyvemsi bütün notalarını içinde hapsetmiş ve düşük asiditeli olmasına rağmen çok yumuşak değil, hatta neredeyse espresso olabilecek sertlikteydi bana göre ve bu haliyle benim damak tadıma çok uygundu, bu yüzden ben çok sevdim.

 

E madem tadım etkinliği ile yazının açılışını yaptım, kapanışı da yine böyle yapayım. Dönem başında pastacılık ekibi olarak aramıza yeni katılan üyelerimizle tanışmak ve ekip içinde kaynaşmak için çiçeği burnunda gastronotumuz canımız Mine arkadaşımız yine Grano’da bir tadım etkinliği ayarladı, bu sefer menümüzde iki çeşit kruvasan ve iki çeşit donut vardı.

aysen

 

Çikolatalı olanlar bir adım öne! Ve en önce çikolatalı fındık kremalı kruvasan, bir arkada çikolatalı donut, bir arkada frambuaz kremalı tarçınlı donut, onun arkasında ise en arkada bile kendini gösteren sade kruvasan. O gün kahvaltı yapmadan gelen ben sanırım bunun gibi iki tepsi daha yedim, sonra gelsin insülinler antiematikler.. Ah o kruvasan.. Yazarken yine canım çekti!

bir

iki

Mideler mutlu olunca fotoğraflarda da herkes mutlu, bütün ekibin yüzü gülüyor bence ekip içi kaynaşmacası başarıyla tamamlandı 😀

———-SPOILER ALARMI———–

üç

 

Bu fotoğraf da tadım ve kaynaşma etkinliğimiz sonrası çekildi.  Yazının başında söz ettiğim, 2. dönem başında çıkaracağımız gastronomi dergimiz için pek sevgili Grano ailesiyle (yalnız kelimenin tam anlamıyla aile, kardeşler çünkü :)) yaptığımız röportajdan bir kare^^

————–SPOILER SONU———–

 

Bizi hep en güzel şekilde ağırlayan ve desteğini hiçbir koşulda esirgemeyen Grano ekibine, iki senedir buradaki etkinlikleri düzenleyen ve etkinliklere katılan arkadaşlara, etkinlikte çektikleri fotoğraflarla bu blog yazısını renklendiren Ege Naz Özer, Semih Karakurt, Müge Lübiç ve Doğa Yalçın’a çok teşekkürler.

Bol kafeinli, akabinde de endorfinli günlere!

son

Zeynep Alpsoy

Leave a Comment